Her şey sevgi ve saygıyla değer kazanır. Önce kendine değer vermeli insan; başka birini sevmeden önce, bir ağacı, bir taşı, bir solucanı sadece yaşadığı için sevebiliyorsa, yaşama, emeğe, kendisine en aykırı gelen fikre (kabullenmese bile) saygı duyuyorsa, birey olgunlaşmaya başlamış bir ruh demektir.

Tabi her şey sadece saygı duymakla bitmiyor. Üretip, üstüne yaşadığımız dünyayı daha ileriye taşımak, kendini faydalı, dolayısıyla mutlu hissetmenin anahtarıdır.
Siz de benim gibi, bu yuvarlak dünyaya gelmiş kare bir çocuk olduğunuzu anlayınca, gönlünüzce özgün ve özgür olmakta zorlanıyor olmalısınız.

Çoğu zaman yaşanan üzücü olaylar yaşamlarımızı olumlu etkileyebilir. Aynanın Arkası, çocukluğumdan gelen travmalar neticesinde yöneldiğim araştırmalarım sonucu yazdığım bu hikayelerimin küçük bir kısmını oluşturuyor. Hayata at gözlükleriyle bakmak yerine, iğne deliğinde bile on binlerce boyut olacağını gösteren, yaşama farklı açılardan bakılabileceğini gösteren kısa hikayeler barındırmakta.

Son işyerinden memnun değildim; patronum tam bir domuzdu! Burada ne işim var derken, bir ofis arkadaşım, Ange Yayınlarından söz etti. Açıkçası umutlu değildim; sanatı, edebiyatı, kapitalizmin iğrenç gölgesiyle görmeye çalışan birçok yayınevi tarafından reddedilmişti. Elif Hanım ve Ahmet Bey’e bana bu şansı verdikleri için teşekkür ederim.

Umarım daha uzun yıllar birlikte birçok başarılı işe imza atarız.
Herkese sağlık ve mutluluk dilerim.

Unutmayın: Sürüden ayrılanı kurt kapmaz.

Kemal TOLGA